Afetlerin zararlı etkileri üzerine yapılan çalışmaların çoğu, kadınların doğal afetlerden daha fazla etkilendiğini ortaya koymaktadır. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde afetlerde yüksek risk oluşturduğu bildirilen ve üzerinde görüş birliği olan faktörler içinde ilk sırada “kadın olmak “ yer almaktadır. Küresel olarak, kadınlar ve kız çocuklarının afet sırasında ve sonrasında orantısız bir şekilde riske maruz kalmaktadır. Afet durumunda riskli grupların ve gereksinimlerinin saptanıp hazırlık yapılması, iyi bir kurtarma sistemi ve acil yardım sisteminin kurulması ve düzenli sürveyans yapılması, sağlık sorunlarının en aza indirilmesinde önemlidir.
Afetlerden etkilemem kadın grupları ile yapılan çalışmalardan elde edilen bulgular doğrultusunda kadınların afetlerde zarar görebilirliği beş başlıkta toplanabilir
Doğrudan etkilenme; sosyal ve biyolojik farklılıkların karşılıklı etkileşimi ve kültürel normlara bağlı etkilenmeyi içerir. Stereotipik toplumsal cinsiyet rolleri ve kültürel normlar insanların bir afeti deneyimleme biçimini şekillendirmede önemli rol oynamaktadır. Geleneksel cinsiyet rolleri ve beklentileri, kadınların afet sonrası dönemlerindeki deneyimleri üzerinde doğrudan bir etkiye sahiptir. Yetiştirme sürecinde kadınların kazandıkları ve kazanamadıkları beceriler doğrudan etkilenmede rol alır.
Enfeksiyonlar; özellikle de genital bölge ve idrar yolu enfeksiyonları kadınların etkilendiği ikinci alandır. Tuvaletler ve banyo olanaklarının olmaması ya da çok kısıtlı olması, genital ve menstrüel hijyeni sürdürebilmedeki kısıtlılıklar, yeterli temiz su kaynaklarının olamaması gibi yaşanan sorunlar bu enfeksiyonlara zemin hazırlamaktadır.
Doğurganlık ile ilgili durumlardaki risklerin artması ve yeni risklerin eklenmesi; üreme sağlığı kavramı içinde tüm bireyler alınsa da şüphesiz kadınlar yaşanan olumsuz koşullardan en çok etkilenen gruplardandır. Gebelik, doğum, lohusalık ve emzirme dönemleri ile istenmeyen gebelikler, gebelikten korunma ve gebelik sonlandırma olanaklarının olup olmaması kadına ait riskleri arttırmaktadır. Üreme sağlığı hizmetlerinin ulaşılabilir olmaktan çıkması bazen de afet sonrası öncelikli sağlık hizmetleri arasında sokulmaması; örneğin doğum hizmetleri verilirken gebelik sonlandırma ya da doğum kontrolü hizmetlerinin verilmemesi riskleri artırmaktadır. Yapılan çalışmalar afetlerin, gebelik ve yeni doğana yönelik sağlık çıktılarını olumsuz etkilediğini göstermektedir.
Kadına yönelik şiddet ve cinsel şiddet; ülkemizde olağan zamanlarda dahi korunma ve destek sistemlerinin çok zor işlediği, saptanmasının ve kadının ya da kız çocuğunun korumaya alınmasının zor olduğu bir konu iken sistemlerin dağıldığı durumlarda müdahalenin daha zorlaştığı bir durum haline gelmektedir. Afet sonrasında özellikle kadınlara yönelik cinsiyet temelli şiddetin artmasında, normal zamanlarda erkek şiddetini kontrol eden sosyal ve kurumsal yapıların afet nedeniyle ortadan kalkması önemli bir etkendir. Yapılan çalışmalar toplumsal cinsiyet eşitsizliği sorunu olan ülkelerde afet dönemlerinde kadına yönelik şiddetin daha belirgin olduğunu göstermektedir. Ancak denetim mekanizmalarının aksadığı afet durumlarında gelişmiş ülkeler için de durum farklı değildir.
Kadın ticareti ile fuhuşa ve köleliğe sürüklenme; tüm sistemlerin dağıldığı afet ve acil durumlarda ailelerin kaybı ile yalnız kalan kadınlar için bu risk daha yüksek olmaktadır. Bu konuda araştırma sonuçlarından ziyade yardım kuruluşlarının gözlemleri bize bilgi vermektedir. Raporlar afet sonrası çocuk yaşta evlilik ve kadın ticaretinin arttığını göstermektedir. ORCID NO: 0000-0001-8965-1384
Anahtar Kelimeler: afet, kadın, etki
|