Anne sütü yenidoğanın sağlığının korunması ve geliştirilmesi için son derece önemlidir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) yayınlarında bebeklerin doğumdan itibaren ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslenmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Yapılan araştırmalara göre anne sütü almayan bebeklerin anne sütü alan bebeklere kıyasla hastalığa yakalanmalarında ciddi anlamda artma görülmüştür. Annelerde özellikle ilk altı ayda oluşan sütünün yetersiz olduğu düşüncesi annelerin bebeklerine anne sütü dışında başka besinler vermeleri ve ek gıdaya erken geçmelerinin nedenleri arasındadır. Sütünün az olduğunu hisseden ve bebeğine sütünü emzirerek vermek isteyen anneler, anne sütünü artırmak için bazı geleneksel, kültürel gıdaları ve bitkisel içecekleri tüketme eğilimindedir. Literatüre bakıldığında anne sütünü arttırmak için bireylerin en sık başvurduğu yöntemlerin yiyecekler olduğu belirlenmiştir. Bunların arasında sütlü tatlılar, soğan, sarımsak, rezene, kuruyemişler bulunmaktadır. Toplumda eski dönemlerden süregelen geleneksel ve kültürel bazı davranış ve tutumlar insanların yaşam biçimini ve buna bağlı olarak sağlık durumunu etkiler. Bu uygulamaların bilinmesi, maternal - neonatal sağlığın geliştirilmesi ve korunması için oldukça önem taşımaktadır. Sonuç olarak; Annelerin sütünü artırmak için hangi geleneksel yöntemleri kullandığı belirlenmelidir. Ebe/hemşirelerin değerlendirmelerini yaparken kültürel özellikleri dikkate almaları gerektiği ve öğrenme sürecinde annelerin bazı bireysel özelliklerini göz önünde bulundurmaları gerekmektedir. Yapılan izlemlerde buna yönelik değerlendirmelerin yapılması da son derece önemlidir.
Anahtar Kelimeler: Emzirme, Geleneksel yöntem, Doğum sonu dönem
|