Amaç: Bu çalışmada, tip 1 diyabet tanılı ergenlerde depresyon oranı ve artmış depresif semptom düzeyi ile glisemik kontrol arasındaki ilişkiyi değerlendirmek amaçlanmıştır.
Gereç ve yöntem: Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlığı Hastalıkları ve Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Endokrinoloji Kliniklerinde Tip 1 diyabet tanısıyla ayaktan tedavi görüp en az altı ay süreyle insülin kullanmakta olan 11-18 yaş aralığındaki 295 ergen ve ebeveyn çalışmaya dahil edildi. Hastaların depresyon ve anksiyete düzeylerini sorgulamaya yönelik Çocuk Depresyon Ölçeği (ÇDÖ), Çocuklar için Durumluk-Sürekli Kaygı Envanteri, Aileden Algılanan Sosyal Destek Ölçeği, ebeveynlerin depresyon ve anksiyete düzeylerini sorgulamaya yönelik ise Beck Depresyon Ölçeği, Sürekli Kaygı Ölçeği ve Çok Boyutlu Algılanan Sosyal Destek Ölçeği uygulandı. Hastaların, en son HbA1c değerleri poliklinik takip dosyalarından bulunarak çalışmanın verilerine eklendi.
Bulgular: Artmış depresif semptomlar ile glisemik kontrol arasındaki ilişkinin değerlendirildiği bu çalışmada; Hastaların ÇDÖ puan ortalaması 11,25± 6,15 saptandı. Artmış depresif semptomlar ile HbA1c değeri arasında pozitif yönde anlamlı ilişki saptandı(p<0,01). Yine artmış depresif semptomlar ile hasta yaşı arasında pozitif yönde anlamlı ilişki saptanırken(p<0,001), artmış depresif semptomlar ile hastalık süresi arasında anlamlı ilişki saptanmadı(p<0,05).
Sonuç: Tip 1 diyabet gibi kronik bir hastalığa sahip olmanın fiziksel sorunlar dışında ,ruhsal sorunlara da neden olduğu bilinen bir gerçektir. Diyabete eşlik eden psikolojik güçlükler, uzun hastalık süresi, yoğun tedavi rejimi ergenin glisemik kontrolünü olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Tip 1 diyabetin yönetiminde ruhsal sorunlar gözardı edilmemeli ve psikiyatrik destek sağlanmalıdır.
Anahtar Kelimeler: depresyon, ergen, glisemik kontrol, tip 1 diyabet
|