BİLDİRİLER

BİLDİRİ DETAY

Sibel KÜÇÜK
YÜKSEK RİSKLİ GEBELİK SÜRECİNDE STRESLE BAŞA ÇIKABİLMEDE ALTERNATİF YÖNTEMLER
 
Öz: Gebelik, üreme çağına gelmiş sağlıklı her kadın için eşsiz ve doğal bir süreç olarak kabul edilmektedir. Fertilizasyonun gerçekleşmesiyle birlikte fizyolojik uyarılar başlar ve her trimestera özgü bazı anotomik, biyokimsayal ve sistemsel değişimler meydana gelir. Kadının bu değişimlere adaptasyon sağlayamaması iç ve dış homeostasın bozulmasına ve sağlık ile hastalık arasındaki çizginin daralmasına neden olmaktadır. Özellikle kadının düşük ve olumsuz sosyo-ekonomik çevreye ve yetersiz eğitim seviyesine sahip olması, sigara, alkol veya madde kullanımının olması, gebelik yaşının <18 veya >35 olması, obstetrik ve maternal tıbbi özgeçmişinin bulunması gibi faktörler, annenin veya bebeğinin hayatını ve sağlık durumunu tehdit ederek yüksek riskli gebelik grubuna girmesine neden olmaktadır. Fizyolojik ve psikososyal bir durum olan yüksek riskli gebeliklerde kadınlar normale göre daha fazla korku ve stres yaşamaktadır. Artan stres, hipotalamik-pitüiter-adrenal aksının aktive olmasına ve stres hormonlarının salınımının artmasını tetiklemektedir. Artan stres hormonları plasenta aracılığıyla fetüse geçmekte ve plasentayı besleyen damarlarda konstriksiyon oluşmasına ve kan akımının azalmasına neden olmaktadır. Morbitite ve mortalite riskini arttıran bu durum fetüste, intrauterin gelişme bozukluğu, preterm eylem, nörolojik sorunlar, düşük doğum ağırlığı, düşük apgar skorlu yenidoğan gibi komplikasyonların gelişmesine neden olabilirken, kadında ise annelik rolüne ilişkin duygusal, yaşamsal, davranışsal beklenti ve çatışmaların ortaya çıkmasına, bedeni ve yaşamı üzerinde otokontrolünü kaybederek yetersiz ve başarısız hissederek psikopatolojik durumların ortaya çıkmasına neden olabilmektedir. Karmaşık bir hal alan bu süreçte kadın, kendi ve bebeğinin sağlığını koruyabilmek ve stres yönetimini sağlayarak yaşam kalitesini arttırabilmek için sık sık nonfarmakolojik yöntemlere başvurmaktadır. Yapılan çalışmalar stresi azaltmak ve emosyonel iyilik hali sağlamak için; diyafragmatik solunum, progresif kas gevşeme egzersizleri, yoga, düşleme, sosyal destek, masaj terapi ve müzik terapi gibi nonfarmakolojik yöntemleri önermektedir. Önerilen bu yöntemlerin gebelik yakınmalarını azalttığı, gebelik iyiliğini ve yaşam kalitesini arttırdığı, beden algılarını pozitif etkilediği, stres seviyesini ve maternal kaygı düzeyini azalttığı, fetal kalp atım hızının daha dengeli seyretmesini sağladığı ve prematür veya düşük doğum ağırlığı gibi olumsuz doğum sonuçları üzerinde pozitif etkili olduğu bildirilmiştir. Derlemenin amacı yüksek riskli gebeliğe sahip kadınlarda stres yönetiminin önemine ve stresle başa çıkabilmede kullanabilecekleri alternatif yöntemlere dikkat çekmektir.

Anahtar Kelimeler: Anahtar Kelimeler: yüksek riskli gebelik, riskli gebelik, stresle başa çıkma, stres yönetimi



 


Keywords: