Bu dünyada savaþ ve silahlý çatýþmalarda çoðunlukla kadýnlar, statüleri, cinsiyetleri, dinleri ya da etnik kökenleri nedeniyle cinsel þiddete uðramaktadýrlar. 31 Aralýk 2000 yýlýnda 1325 Sayýlý Birleþmiþ Milletler Güvenlik Konseyi Kararý ile kadýna yönelik þiddetin ilk kez savaþ suçu sayýlmasý, son yüzyýlda Yugoslavya ve Ruanda’da yaþanan kadýna yönelik cinsel þiddet olaylarýna dayanmaktadýr. Ne yazýk ki, konseyin kadýnlarýn korunmasý konusunda üye devletlere sorumluluk yüklemesine raðmen, kadýnlara yönelik cinsel þiddet günümüze kadar süregelen savaþ ve çatýþmalarda halen devam etmektedir. Dolayýsýyla, hem savaþ þiddetine, hem de diðer þiddet türlerine maruz kalan kadýnlarýn haklarýný savunmak, yaralarýný sarmak, onlarý korumak ve topluma yeniden kazandýrmak için toplumsal cinsiyet temelli bir bakýþ açýsý geliþtirmek insanlýðýn görevidir. Bu çalýþmanýn amacý cinsel þiddetin bir savaþ silahý olarak kullanýlmasýný durdurmaya yönelik çabalarýndan dolayý 2018 Nobel Barýþ Ödülünü alan insan haklarý savunucusu Birleþmiþ Milletler (BM) Ýyi Niyet Elçisi Nadia Murad’ýn yazmýþ olduðu Son Kýz: Esaretimin Hikâyesi ve ÝÞÝD’le Mücadelem adlý eseri inceleyip, yaþadýklarýný tüm gerçekliði ile yansýtmaktýr. Kitapta, bu genç kadýnýn maruz kaldýðý zulüm, zorunlu göç ve kadýn ticaretine raðmen, gösterdiði direniþ ve özgürlüðe kaçýþ hikâyesi, onu sonsuz ýstýrap ve kölelikten kurtaracak kararlý bir bilincin eylemi ýþýðýnda en ince ayrýntýlarý ile yansýtýlarak kadýn olmasýndan dolayý yaþadýðý aþaðýlanma çarpýcý gerçekler ile onun aðzýndan gözler önüne serilmektedir.
Anahtar Kelimeler: Kadýn, Þiddet, Nadia Murad, Zorunlu Göç, Ýstismar
|