SUBMISSIONS

SUBMISSION DETAIL

Sema BAKÝ YILDIRIM, Neslihan BEZÝRGANOÐLU ALTUNTAÞ
 


Keywords:



POSTPARTUM HEMOLÝTÝK ÜREMÝK SENDROM
 
Hemolitik üremik sendrom (HÜS) mikroanjiyopatik hemolitik anemi, trombositopeni ve akut böbrek yetmezliði ile karakterizedir. Genellikle bebeklerde ve Escherichia coli'nin enterohemorajik bir suþunun (O157: H7) neden olduðu kanlý ishali olan küçük çocuklarda görülür (1). Postpartum HÜS (PHUS) ilk olarak 1968'de Robson tarafýndan tanýmlanmýþtýr (2). Pediatrik yaþ grubunda postpartum HÜS nadirdir. Bununla birlikte, dünya çapýnda artan genç gebelik insidansý ile akut böbrek yetmezliði ile baþvuran hamile ergenlerde bu sendrom ayýrýcý tanýda düþünülmelidir. Son araþtýrmalar tahmini insidansýnýn 25.000 gebelikte 1 olarak göstermektedir (3). PHUS patogenezi tam olarak bilinmemektedir. Gebelik, akut HÜS epizodlarý için bir risk faktörü olabilir, çünkü gebelik artmýþ prokoagülan faktörler, azalmýþ fibrinolitik aktivite, endotelyal hücre trombomodülin kaybý ve azalmýþ ADAMTS 13 aktivitesi ile iliþkilidir (4). Genellikle Komplike olmayan bir gebelik sonrasý tetiklenirken ayrýca; gebeliðe baðlý hipertansiyon, oral kontraseptif tedavi, enfeksiyon, otoimmün bozukluklar, immünsüpresanlarýn ve antineoplastiklerin kullanýmýna baðlý da geliþebilir. Postpartum HÜS'deki birincil kusur tanýmlanamayan platelet agregasyon faktöre baðlý damar duvarýnda mikrotrombinin birikmesine, böbreðin mikro damar sisteminde týkanmalara ve akut böbrek yetmezliðine neden olmasýdýr (5). Postpartum HÜS tanýsý zordur. PHUS bugün geçmiþ yýllara göre daha iyi tanýnmasýna raðmen, zamanýnda tedavi edilmezse hala yaþamý tehdit eden bir hastalýktýr (6). HÜS tedavisi tartýþmalýdýr. Þu anda plazmaferezin HÜS'de etkili olduðu kanýtlanmýþ, sonucu % 80-%90 iyileþtirdiði gösterilmiþtir (7). Özellikle plazmafereze hemen yanýt vermeyen hastalarda sýklýkla adjuvan tedavi olarak steroidler kullanýlýr. Ýkinci basamak tedaviler deneysel kalmýþtýr. Antikoagülanlar [8], fibrinolitikler [9], prostosiklin infüzyonlarý ve intravenöz immünoglobulin halen araþtýrýlmaktadýr (10). Postpartum HÜS'ün prognozu kötüdür (11). Hastalýktan hayatta kalanlarýn% 50'sinde en az bir kez tekrarladýðý görülmüþtür. Vakalarýn sadece %10’unda renal fonksiyon tamamen iyileþmiþtir. Bununla birlikte erken taný ve uygun tedavi ile maternal mortalite %90’a kadar azaltýlabilir, ancak uzun vadeli morbidite ve mortalitesi yüksektir (1). OLGU: 17 yaþýnda, 120 kilogram aðýrlýðýnda, ilk gebeliði olan hasta 40. gebelik haftasýnda komplikasyonsuz sezaryen ameliyatý geçirdi. Doðum öncesi düzensiz takipli ve týbbi öyküleri dikkat çekici deðildi; doðum sonrasý takibi sorunsuz geçti. Postpartum 3. günü halsizlik ve oturup kalkmakta zorlanma þikayeti ile geldi. Ateþi 36.5 °C, kan basýncý 130/80 mmHg idi. Hastanýn aktif kanamasý yoktu, kötü kokulu vajinal akýntýsý mevcuttu. Sezaryen insizyonu intakttý ancak insizyonun 3 cm üstünde 20x40 cm²’lik kýzarýk, ödemli, ýsý artýþý olan bir alan mevcuttu. Laboratuvar sonuçlarýnda; beyaz kan hücresi (WBC) sayýsý 16,7 × 10³ / µL, trombosit (PLT) sayýsý 32× 10³ / µL ve hemoglobin (Hgb) düzeyi 8 g / L, kreatinin 2,03 mg/dL, alanin aminotransferaz (ALT) 17 U/L, aspartat aminotransferaz (AST) 72 U/L, laktat dehidrogenaz (LDH) 1859 U/L, CRP 172 MG/dL ve +2 proteinürisi olduðu görüldü. Aktive parsiyel tromboplastin zamaný (APTT), protrombin zamaný (PT), fibrinojen (FIB) normal aralýk içindeydi. Sepsis, HÜS, HELLP ön tanýlarýyla hasta 2. Basamk yoðun bakým ünitesine yatýrýldý. Kan ve idrar kültürleri alýndý. Tazosin, flagyl ve klindamisin baþlandý. 3Ü eritrosit süspansiyonu, 3Ü taze donmuþ plazma (TDP) ve 2 havuzlanmýþ trombosit transfüzyonu yapýldý. Takibinde ateþi 39C°, nabýz dakikada 120-130, tansiyon 140/80 mmhg civarýnda seyretti, 12 saatlik süreçte 4500 cc aldý, 2500 cc çýkardý. Kontrol tetkiklerinde hgb 7,7 g/L, PLT 32X10³ / µL, kreatinin 3,1 mg/dL LDH 2770 U/L olduðu görüldü. Nefrologa danýþýldý. HÜS ön tanýsýyla plazmaferez yapýlmak üzere üst merkeze sevk edildi. Üçüncü basamak yoðun bakým ünitesinde antibiyoterapi, antihipertansif, antikoagülan tedavi, kan ürünleri replasmaný, günlük plazmaferez ve aralýklý hemodiyaliz alarak 19 gün takip edildi. Kültürlerinde üreme olmadý. Adölesan serviste ayrýca 15 günlük takip sonrasý kreatinin deðeri 1,1 mg/dL, PLT 241x 10³ µL, hgb 8,7 g/dL ile taburcu edildi. Antihipertansif tedavi devam etti. SONUÇ Postpartum HÜS tanýsý zor ve tekrarlayýcýdýr ve zamanýnda tedavi edilmezse yaþamý tehdit eden bir hastalýktýr. Erken taný ve uygun tedavi ile maternal mortalite azaltýlabilir, ancak uzun vadeli morbidite ve mortalite yüksektir.

Anahtar Kelimeler: Postpartum Hemolitik Üremik Sendrom, Adölesan Gebelik, Erken Taný