BİLDİRİLER

BİLDİRİ DETAY

Kübra ARSLAN
OTİZMLİ BİREY VE AİLELERİ İÇİN TOPLUMSAL FARKINDALIK NASIL ARTTIRILMALI?
 
Otizm, DSM-5’te sosyal iletişim ve etkileşimdeki kısıtlılık (sosyal-duygusal kısıtlılık, sözel olmayan iletişimdeki kısıtlılık ve akran ilişkisini başlatma veya sürdürmedeki zorluklar) ve sınırlı, tekrarlayıcı ilgi alanları ve aktiviteler (tekrarlayıcı motor hareketler, nesne kullanımı ya da konuşma, aynılıkta ısrar, rutinler, kısıtlı ilgi alanları ve artmış ya da azalmış duyusal ilgi ya da tepkiler) olarak tanımlanmaktadır. Otizm, çocukluk döneminde kendini gösteren ve bireyin tüm yaşamı boyunca devam eden sosyal etkileşim ve iletişim alanında yaşanan zorlukları ve gelişimsel gerilikleri ifade etmektedir. Yaşamın ilk üç yılında dil problemleri, içe kapanma, tekrarlayıcı hareketler ve ilişkilerde sınırlılık gibi özelliklerle ortaya çıktığı belirtilen otizmin hayat boyu devam eden gelişimsel bir durum olduğu göz önünde bulundurulduğunda hem bireylerin hem de ailelerinin bu süreçten etkilenmesi kaçınılmazdır. Söz konusu bu özellikler, diğer insanların otizmli bireyleri garip ve tuhaf olarak tanımlanmalarına neden olabilmektedir. Sosyal etkileşimdeki yetersizlikler ile karakterize olan otizmli bireylerin davranışsal ve iletişim becerilerindeki eksiklikleri, bu bireylerin ve ailelerinin toplumla bütünleşebilmelerinde güçlükler yaşamalarına neden olabilmektedir. Otizm farkındalığı olan kişilerin, otizmli bireylere ve ailelerine yaklaşımın daha yapıcı olduğu bilinmektedir. Otizme yönelik farkındalığın artması hem otizmli bireylere hem ailelerine sosyal çevre açısından oldukça katkı sağlayacaktır. Bu bağlamda bu çalışmanın amacı otizme yönelik toplumsal farkındalığın nasıl arttırılacağı üzerine durmaktır. Çalışmanın toplumsal duyarlılığı arttırmak ve olumsuz tutumları ortadan kaldırmak adına yapılacak diğer çalışmalar açısından yol gösterici olacağı düşünülmektedir.

Anahtar Kelimeler: Otizm, otizmli birey ve aileleri, toplumsal farkındalık



 


Keywords: